Pazartesi - Pazar

09:00 - 19:00

İletişim

0542 318 31 71

Otizm Erken Tanı

otizm erken tanı

Otizm Erken Tanı ve Önemi

Otizmde erken tanı otistik bireylerin tedavi sürecinin ilerlemesi için en önemli noktalarından biridir. Davranışsal kazanımlar ve hayatını şekillendirmeye başladığı dönemde tedaviye başlanmadığı süreçte otizme dayalı davranışlar ve süreçler ilerlemektedir. Özellikle ilk iki yıl beynin en hızlı olgunlaşmaya başladığı dönem olduğu düşünülmektedir.

Erken dönemde tanının konulması için dışardan gelen uyaranlara karşı adaptasyonun gelişimine destekçi olunması ve eğitim sürecine hızlı bir ilerleme için yardımcı olacaktır. diğer durumda geç kalınmış süreçte kendi kalıplarını oluşturmuş otistik birey kendi belirlediği dünyanın içinde yaşarmışçasına davranışlar sergileyerek terapi süreçlerinde zorluk çıkarabildiği gibi ailenin terapi sürecine katılımını da zayıflatabilmektedir. Günlük yaşamlarında zorluklarında yaşanması bakım verenlerin ilerleyen süreçte daha çok zorlanmasına bakım vermekte ekstra desteklere yol açabilmektedir. Bağımsız yaşamlarını kazanamayan otistik bireyler bir bireye bağlı olarak hayatlarını devam ettirmek durumunda kalırlar. İşitme ve görme testleri, nörolojik muayene sonuçları, kan ve laboratuvar test sonuçları, görüntüleme tetkikleri, metabolik tarama testleri ve genetik testler erken tanı yardımcı olmaktadır. Bu testler birlikte farklı yaşlar için geliştirilmiş tarama testleri de erken tanı konulması için yardımcı olmaktadır.

otizm erken tanı

Tanı Kriterleri Nedir?

Otizmde tanı için uygulanan standart ve standart olmayan birçok test uygulanmaktadır. En yaygın olarak kullanılan ‘’Amerikan Psikiyatri Birliği’nin belirlediği tanı kriterlerine göre tanılama yapılmakta ve bu kriterler ‘’Tanı ve İstatistik El Kitabı’’ nda (The Diagnosis and Statistical Manual – DSM-V) yayınlanmıştır.

A. Şimdi veya geçmişte farklı şekillerde görülen toplumsal iletişim ve toplumsal etkileşimde sürekli yetersizliğin olması.

1) Sosyal -duygusal karşılık vermede yetersizlik (örn. sıra dışı toplumsal yakınlaşma, karşılıklı konuşmada güçlük; ilgilerini, duygularını veya duygulanımını paylaşmada yetersizlik, sosyal etkileşime cevap vermeme gibi yetersizlikler.)

2) Sosyal etkileşim için kullanılan sözel olmayan iletişimsel davranışlarda yetersizlik (örn. sözel ve sözel olmayan iletişimde yetersizlikler, sıra dışı göz kontağı, beden dili veya jestleri anlamakta ve kullanmakta yetersizlik; yüz ifadesi ve beden dilinde bariz eksikler.)

3) İlişkileri geliştirmekte, devam ettirmekte ve anlamakta güçlük, Örneğin farklı toplumsal ortamlara uygun davranamamak, hayali oyunda yetersizlik, arkadaş edinememe ve arkadaşa ilgi duymama gibi.

Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alanda yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir.

B. Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ile kendini gösteren, şu an veya geçmişte sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler ya da etkinlikler.

1) Basmakalıp veya tekrarlayıcı motor hareketler, nesne kullanımı veya konuşma (Basit motor stereotipiler, oyuncakları dizme veya çevirme, ekolali, kendine özgü cümleler)

2) Aynılıkta ısrarcılık, rutinlere sıkı sıkıya bağlı olma veya ritüelleşmiş sözel ve sözel olmayan davranışlar, (önemsiz değişikliklerde aşırı kaygı, geçişlerde zorlanma, katı düşünce tarzı, selamlaşma ritüelleri, her gün aynı yolu veya aynı yemeği tercih etme gibi.)

3) Konu veya yoğunluk açısından sıradışı sınırlı, sabit ilgiler (sıradışı nesnelere anormal aşırı bağlılık, aşırı tekrarlayıcı veya sınırlı ilgiler.)

4) Duyusal olarak aşırı ya da az duyarlılık veya uyaranların duyusal boyutuna aşırı ilgi (acıya/sıcağa aşırı duyarsızlık, belirli ses veya dokunuşlara karşı beklenmeyen tepki, nesneleri aşırı koklama veya onlara aşırı dokunma, ışık veya hareketle görsel olarak çok meşgul olma.)

Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alandaki yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir.

C. Belirtiler erken gelişim dönemlerinde mevcut olmalı (toplumsal beklenti sınırlarını aşıncaya dek fark edilmemiş veya daha sonra öğrendiği yollarla gölgelenmiş olabilir.)

D. Belirtiler sosyal, mesleki ve başka önemli alanlarda klinik olarak anlamlı düzeyde bozukluğa yol açmalıdır.

E. Bu bozukluk zihinsel yetersizlik veya genel gelişimsel gerilik sebebi ile olmamalıdır. Gerçi zihinsel yetersizlik ve OSB sıklıkla bir arada görülür, ancak OSB ve zihinsel engellilik tanısı konması için sosyal iletişimsel düzeyin genel gelişimin altında olması gerekir.

Otizm Neden Olur?

Otizm tanısında dikkat edilmesi gerekenler

Otizmin nörobiyolojik temelleri üzerine farklı etiyolojisi vemekanizmalar üstünden birçok farklı çeşidi olan bir hastalıktır aynı zamanda. Otizmin göstermiş olduğu klinik bulgular başka nörolojik, genetik ve metabolik hastalıklar da görülmektedir.

Otizm görülen pediatrik bulguların en az %10’unda tuberoz skleroz, frajil X, rett ve down sendrom tanısı vardır. Tuberoz Sklerozlu bireylerin %44’ünde, Frajil X rahatsızlığına sahip bireylerinde %12-21’inde otistik belirteçler görülmektedir (Smalley 1998; Fisch 1992). İdopatik olan otizmli bireyler çok genli, çek etkeni bulunan nörobiyolojik bir semptom görülmektedir(Smalley 1996). otizm etiyolojisinde yaklaşık 15 kadar genin aktivasyonunun etkin olduğu söylenebilir